Gazeteci-Yazar Hamza Yardımcıoğlu ve Araştırmacı-Yazar Serhat Ahmet Tan, “Zaman Yolcusu” programlarının uzun bir aradan sonraki ilk bölümünü 6 Temmuz Pazar günü Şira Kitap ve Kahve’nin sıcak ve entelektüel atmosferinde, dinleyicilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirdi. İkili, insanlığın kökeninden zaman yolculuğuna, kutsal metinlerdeki gizli mesajlardan teopolitik senaryolara uzanan ezber bozan bir söyleşiye imza attı.
Sohbet, Tevrat’taki “Tanrı, insanı kendi suretinde yarattı” ifadesi ve Kur’an-ı Kerim’deki “İnsanı en güzel şekilde yarattık” ayeti arasındaki derin bağlantıyı sorgulayarak başladı. Serhat Ahmet Tan, İslam’ın ilk dönemlerindeki insan biçimli (antropomorfik) tanrı anlayışından bugünkü aşkın tanrı anlayışına geçişi tarihsel bir perspektifle ele aldı. Bu noktadan hareketle konu, dini metinlerdeki yaratılış anlatılarının ardındaki “melezleşme” teorisine geldi. Adem’in yaratılışına itiraz eden melekler, İblis’in rolü ve farklı türlerin birbiriyle karışmasının yasaklanması gibi konular, Sümer ve Enok metinleriyle paralellikler kurularak tartışıldı.
Hamza Yardımcıoğlu, “Beni Elohim” (Tanrıların Oğulları) ve Anunnakiler gibi kavramların farklı mitolojilerde nasıl yer bulduğunu ve bu “melez” neslin tufan öncesi dünyadaki etkilerini anlattı. Söyleşinin en çarpıcı anlarından biri, zaman yolculuğu teması işlenirken yaşandı. Kur’an-ı Kerim’deki Ashab-ı Kehf kıssasının açık bir zaman yolculuğu örneği olduğu vurgulanırken, Yasin Suresi’nde geçen ve Nuh’un Gemisi’ne işaret eden “Onların nesillerini dolu gemide taşıdık” (fil fulkül meşûn) ayeti, geminin “feleklere sığmayan”, yani uzay-zaman yörüngelerini aşan bir araç olabileceği teziyle yorumlandı.
İki araştırmacı, Hızır ve Musa’nın “iki denizin birleştiği yerde” (Mecma-ül Bahreyn) buluşma hikayesindeki “balık” sembolünü, Balık Çağı’nın sonuna ve yaklaşan Kova Çağı’na bir işaret olabileceği şeklinde yorumlayarak günümüzle bağlantı kurdu. Bu sembollerin ve kehanetlerin, küresel güçler tarafından takip edilen ve “Teopolitik” olarak adlandırılan büyük bir stratejinin parçaları olabileceği fikri dinleyicilere ufuk açıcı bir bakış açısı sundu.
Söyleşinin sonunda Yardımcıoğlu ve Tan, bu tür konuların 10-15 yıl önce komplo teorisi olarak görüldüğünü ancak bugün siyasetçiler tarafından bile ciddiyetle tartışıldığını belirterek, teopolitiğin günümüz dünyasını anlamadaki önemine dikkat çekti. Dinleyicilerle soru-cevap bölümü için ikinci yarıda devam edecek olan program, geride birçok soru ve derin düşünce bırakarak ilk bölümünü tamamladı.